Teröre Sessiz Kalmadık!

14 Ocak 2016

Akademisyenler 'teröre sessiz kalmıyor!'

Hür Akademisyenler Derneği Başkanı Gür "Teröre Sessiz Kalmayacağız" konulu imza kampanyasına bin yediyüzün üzerinde akademisyenin destek verdiğini bildirdi.

     HAKAD Başkanı Prof. Dr. Ali Gür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kendi coğrafyasında ve dünyada çok önemli atılımlar kaydederek önemli bir konuma yükseldiğini söyledi.

     Türkiye'nin kıtalar arasında medeniyetlerin geçiş noktasında bulunması nedeniyle dostu ve düşmanı çok olan bir ülke olduğuna işaret eden Gür, ülke içini karıştırmak isteyen ve uluslararası güçlerin vekâlet savaşını yürüten Türkiye içerisinde bazı terör örgütlerinin oluştuğunu belirtti.

     Bu örgütlerin kendi vatandaşının özgürlüklerini kısıtlayarak, Türkiye'nin ilerlemesini yavaşlatmaya çalıştığını aktaran Gür, "Bazıları, Türkiye'nin ayağına çelme takmaya çalışmakta. Biz bunları gördüğümüz zaman ilk sözü üniversitelerin söylemesi gerektiğini düşünerek bir süre önce HAKAD'ı kurduk. Teröre taraftar olma konusunda son dönemlerde gösterilen çabalara da sessiz kalamayacağımızı gözlemledik" dedi.

     "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayınladığı bildirilerle uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalışanlara karşı "Biz de varız" demesi gerektiğini anlatan Gür, şöyle konuştu: "Bizler, vatanını, milletini, bayrağını seven, dini inançları güçlü bir grup olarak harekete geçtik. Halkın huzurunun sağlanması, Türkiye'nin yürüyüşünü desteklemek için elimizi taşın altına sokuyoruz. Toplumda sorunlar olduğu zaman akademi ön fikirler sunması gerekirken maalesef reaktif davranılıyor. Biz de bu olumsuz davranışı proaktif hale getirmek için çalışıyoruz. Terörün can yakıcı şekilde yaşandığı ülkemizde, hem sağduyumuzu göstermek, hem de gelecek adına yapılacaklara desteğini vermek için 'Teröre Sessiz Kalmayacağız' başlığıyla buluşuyoruz. Tüm Türkiye'yi kuşatan, vatanını, milletini, inancını, dinini ve en önemlisi de bayrağını seven herkes kampanyamıza imzalarla destek vermeye başladı."

     Bin yedi yüzün üzerinde imza toplandı.

     Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğünü de yürüten Prof. Dr. Gür, kampanyanın başlatılmasının üzerinden 14 saat gibi kısa bir süre geçtiğini ve internet üzerinden toplanan imzaların bine ulaştığını bildirdi. Başkan Gür, "Akademisyenler, sadece 3-5 tane akademiden uzak, kendisini akademisyen olarak gösteren ve topluma üstten bakan bir gruptan oluşmuyor. Akademimiz içerisinde son derece sağduyulu insanlar var ve bunlar Türkiye'nin çoğunluğunu temsil etmektedir. Bu insanlar, yapılacak güzel işlerde güç birliği oluşturmak için imza kampanyamızda toplanıyor" diye konuştu.

HAKAD Bildirisi:


HALKIN UMUTLARINI KAZDIKLARI TERÖR ÇUKURLARINA GÖMENLERİ REDDEDİYORUZ!

     Türkiye aylardır süren vahşi bir terörle karşı karşıya bulunmaktadır. PKK, DAEŞ, FETÖ gibi terör örgütleri uluslararası güçlerin vekâlet savaşlarını yürütmekte; huzur ve barışı bozmaktadır. Son aylarda PKK başta olmak üzere terör örgütleri tarafından ülkemizin doğusunda bazı il merkezlerinde ve ilçelerinde gerçekleştirilen terör eylemleri, hiçbir insani ve ahlaki değer tanımamaktadır. İlçe, mahalle ve sokakları mayınlı çukurlarla ayırmaya çalışan terör örgütü, şehirleri cehenneme çevirerek barış ortamını ve kamu güvenliğini yok etmek istemektedir. Terör örgütleri ülkemizin doğusunda sokak ortasına kurduğu barikatlarla ve silahlı çeteleriyle Kürt vatandaşlarımız başta olmak üzere bölgede yaşayan tüm insanların en temel hakkını, yani yaşama hakkını tehdit etmektedir.

     Haraç alma, talan, uyuşturucu, insan ticareti, çocuk kaçırma, tehdit, şiddet ve yargısız infazda sınır tanımayan terör örgütleri yöre insanlarının sokak, park ve caddelerine çukurlar kazıp bombalar döşeyerek şehrin temel yaşam alanlarını ölüm tuzaklarına dönüştürmektedir. İdeolojik amaçları uğruna insanların evlerine tehditle, zorla giren bu kanlı terör örgüt uzantıları yöredeki cami, hastane ve okul binaları başta olmak üzere ambulans ve itfaiye gibi tüm kamu hizmet araçlarına saldırarak bölgeyi yaşanmaz hale getirmektedir. Bugüne kadar uluslararası ve ulusal hukuku yok sayarak 200 binden fazla insanın göç etmesine, on binlerce esnafın iflas etmesine ve sayısız faili meçhul cinayetin işlenmesine neden olan terör örgütleri, halktan istediği desteği görememenin hıncıyla saldırılarını daha da arttırmakta ve bu durum da istenmeyen göçlere yol açmaktadır.

     Terör, sadece insanlığı değil gerçeği de katletmektedir. Kamuoyunda meşru bir zemin elde etmek için ideolojik ve siyasal çıkarları kesişen bütün kesimleri harekete geçiren örgütler, servis ettikleri uydurma haberlerle ve yaptıkları kara propaganda ile tam bir algı operasyonu yürütmektedir. Terörü eleştirmek yerine barış ve huzuru sağlamak adına alınan güvenlik önlemlerini eleştirmek aymazlıktır. Bu çerçevede hiçbir toplumsal tabanı olmayan kimi grupların yaptıkları açıklamalar, halkın talep ve beklentilerinden çok terör örgütlerinin hedeflerine hizmet etmekte ve Türkiye’yi uluslararası arenada mahkûm etmeyi amaçlamaktadır.

     Siyasal, meşru, demokratik kanallar varken silahlı terörü tercih edenlerin art niyetli oldukları ve bu ülkenin kardeşliğine kastettikleri açıktır. Umut dolu bir gelecek için öncelikle terör örgütlerinin başta mayınlı çukurlar olmak üzere, bütün silahlarını, eylemlerini, bombalı tuzaklarını derhal ve ön koşulsuz olarak bırakması gerekmektedir. Barış ve huzurun sağlanması için terörle mücadelenin sonuna kadar sürdürülmesi gerektiği şeklindeki inancımızı kamuoyuyla paylaşmaktayız. Akademisyen olmanın onur ve şerefi öncelikle teröre karşı evrensel değerleri savunmaktan geçmektedir. İnsanca ve özgürce yaşayabilmek için terörle bütüncül şekilde mücadele edilmeli, makro düzeyde terörü oluşturan sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarla mücadele edilirken mikro düzeyde de sadece teröriste değil kamu görevlileri de dâhil teröre destek verenlere karşı önlemler alınması gerekmektedir.

     Tek parti zihniyeti ve darbe anayasalarının bize miras bıraktığı toplumsal sorunların çözümü için kadim geleneklerimizi ve toplumsal mutabakatı önceleyen; barışı sağlayacak ve önümüzü açacak kuşatıcı yeni bir anayasa ihtiyacı kaçınılmazdır. Akademisyenler olarak bizler bu konuda her türlü sorumluluğu şimdiye kadar aldığımız gibi bundan sonra da katkı sağlamaya hazırız. Bölgenin normalleşmesi için halkın yaraları sarılarak can, mal, namus ve inanç emniyeti sağlanması adına başlatılmış olan toplumsal seferberlik önem arz etmektedir. PKK başta olmak üzere tüm terör örgütlerini ve destekçilerini lanetlerken; yaşanan sorunların giderilmesi ve halkın yaralarının sarılması için üzerimize düşen sorumluluğun bilincinde olduğumuzu bildiririz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.